Saturday, October 21, 2006

ALMAN POLİS KANUNU İLE MUKAYESELİ OLARAK POLİS VAZİFE VE SALAHİYET KANUNUNDAKİ YETKİLER

A II. 12- ÖNLEME YETKİLERİ VE ADLİ YETKİLER

(ALMAN POLİS KANUNU İLE MUKAYESELİ OLARAK POLİS VAZİFE VE SALAHİYET KANUNUNDAKİ YETKİLER)

I. BÖLÜM: ÖNLEME YETKİLERİ

PVSK MADDE 1 - Polis asayişi, âmme, şahıs tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve âmmenin istirahatini temin eder.

Yardım isteyenlere, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve âcizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.

ALMAN ÇERÇEVE POLİS KANUNUNDAKİ (ME)

ÖNLEME YETKİLERİ

ME MADDE 1 - (Polisin Vazifeleri) : (1) Polisin vazifesi, kamu emniyeti ve kamu düzenini tehlikelerden korumaktır.

(2) Özel kişilerin haklarının bu kanundaki hükümlerin uygulanması yoluyla korunması için, mahkemeler tarafından sağlanan korumanın (gerichtlicher Schutz) vaktinde gerçekleşmemesi ve polisin yardımı olmaksızın hakkın kaybolması veya bunun elde edilmesinin önemli surette zorlaşması şarttır.

(3) Polis, diğer makamlara, "yerine getirme (icra) yardımı" yapar (m. 25-27).

(4) Polis, bunlar dışında, kendisine sair kanunlarla verilmiş bulunan vazifeleri yerine getirir.

ME MADDE 1a - (Diğer Mercilerle İlişki): Tehlikenin diğer merciler tarafından önlenmesi tamamen imkansızsa veya geciktirmeksizin önlenmesi mümkün değilse, polis harekete geçer.

ME MADDE 2 - (Orantılılık İlkesi): (1) Polis, olaya uygun olan tedbirler arasından, bireyler ve toplumun haklarını en az kısıtlama ihtimali olanı uygular.

(2) Ulaşılmak istenen amaca açıkça orantısız olduğu görülen bir tedbir, uygulanamaz.

(3) Bir tedbir, amaca ulaşılıncaya veya amaca ulaşmanın mümkün olmadığının anlaşılmasına kadar uygulanabilir.

ME MADDE 3 - (Takdir Yetkisi, Aracın Seçimi): (1) Polis uygulayacağı tedbirleri belirlerken, görevlerinden kaynaklanan takdir yetkisini kullanır.

(2) Tehlikenin bertaraf edilebilmesi için birden fazla araç sözkonusu oluyorsa, bu tedbirlerden bir tanesinin seçilmesi yeterlidir. İlgilinin talebi üzerine, aynı derecede etkili olan başka bir tedbirin uygulanmasına izin verilebilmesi için, toplum düzeninin bu şekilde daha şiddetli bir biçimde bozulmayacak olması şarttır.

ME MADDE 4 - (Kişilerin Davranışlarından Dolayı Sorumluluk): (1) Bir tehlikenin meydana gelmesine sebebiyet veren kişi hakkında gereken tedbir uygulanır.

(2) Henüz ondört yaşını doldurmamış bulunan, hacir altına alınmış veya geçici olarak vesayet altına alınmış bulunan kişiler hakkında uygulanması söz konusu olan tedbirler, o kişi üzerinde gözetim yetkisine sahip bulunan kişi hakkında da uygulanabilir.

(3) Bir iş yapmakla görevlendirilmiş olup da, bu işin yapılması sırasında bir tehlike doğmasına sebebiyet veren kişinin yanısıra, onu iş yapmakla görevlendirmiş bulunan kişi hakkında da tedbir uygulanabilir.

ME MADDE 5 - (Eşyadan Dolayı Sorumluluk): (1) Bir eşya tehlike yaratmakta ise, tedbir eşya üzerinde fiilî hâkimiyet sahibi olan kişi hakkında uygulanır.

(2) Tedbirler eşyanın mâlikine veya eşya üzerinde hak sahibi olan sair kişilere de yöneltilebilir. Eşya üzerineki fiilî hâkimiyet, mâlikin veya hak sahibinin rızası hilâfına kurulmuş ise, bu hüküm uygulanmaz.

(3) Tehlike sahipsiz bir eşyadan kaynaklanıyorsa, eşya üzerindeki mülkiyet hakkına son vermiş olan kişi hakkında tedbir uygulanabilir.

ME MADDE 5a - (Tedbirin Doğrudan Doğruya Uygulanması): (1) Dört ve beşinci maddelerde sözü geçen sorumlulara erişmek veya vaktinde erişmek mümkün değil ise, tedbiri polis bizzat doğrudan doğruya uygulayabilir veya birisini görevlendirerek, dolaylı olarak uygulatabilir. Tedbir ile ilgili olana, durum geciktirilmeden bildirilmelidir.

(2) Doğrudan doğruya polis tarafından uygulanan tedbir neticesinde bir masraf meydana gelirse, 4 veya 5'inci madde uyarınca sorumlu olan kişiler bu masrafı ödemek mecburiytindedirler. Yapılan masraf, idarî icra usulünde geçerli olan kurallar uyarınca ödettirilebilir.

ME MADDE 6 - (Polise Karşı Sorumlu Olmayan Kişilerden İstifade Edilmesi) : (1) Polis aşağıdaki şartlar gerçekleştiğinde, 4 veya 5'inci maddeler uyarınca polise karşı sorumlu olmayan kişiler hakkında da tedbirler uygulayabilir:

1.Halen mevcut önemli bir tehlikeyi ortadan kaldırmak gerekiyorsa,

2.4 veya 5'inci madde uyarınca sorumlu olanlar hakkında tedbir uygulanması veya vaktinde uygulanması mümkün değilse veya uygulandığı takdirde başarı ihtimali yoksa,

3.Polis tehlikeyi bizzat veya görevlendireceği kişiler eliyle önleyebilecek durumda değilse ve,

4.Kişiler önemli şahsî tehlikeye maruz kalmayacaklarsa veya yüksek değerdeki görevlerin ihlâl edilmemesi ile kişiler kullanılabiliyorsa,

(2) Birinci fıkrada düzenlenmiş bulunan tedbirler tehlikenin başka türlü önlenmesi mümkün olmadığı sürece devam ettirilebilir.

ME MADDE 7- (Temel Hakların Kısıtlanması): Kişilerin yaşama hakları ve vücut bütünlüğü (GG/2 Cü.-1), özgürlükleri (GG 2/2 Cü.-2) ve konut dokunulmazlığı (GG 13), bu kanundaki hükümler uyarınca sınırlandırılabilir.

ME MADDE 8 - (Genel Yetkiler): (1) Polis somut bir olayda, toplum emniyeti veya düzeni bakımından mevcut bulunan bir tehlikeyi önlemek için, 9 ilâ 24'üncü maddeler arasında özel olarak düzenlenmiş yetkileri ve zorunlu olan tedbirleri uygulayabilir.

(2) Polise diğer kanunlarla verilmiş bulunan (m. 1/4) görevlerin yerine getirilmesinde, o kanunlarda öngörülmüş bulunan yetkiler kullanılır. O kanunlarda polisin yetkisi ayrıca düzenlenmemişse, polis bu kanunda düzenlenmiş bulunan yetkilere sahiptir.

ME MADDE 9 - (Bkz. PVSK 17) (Kimlik Sorma ve Yetki Belgelerinin İncelenmesi): (1) Polis aşağıdaki hallerde bir kişinin kimliğini sorabilir:

1.Bir tehlikeyi uzaklaştırmak amacıyla,

2.Kişi aşağıda sayılan yerlerde bulunuyorsa;

a)Olaya ilişkin tutamak noktalarına bakarak yapılan bir değerlendirmede, hayat tecrübesine göre, orada,

aa) Kişilerin suçları hazırladıkları, kararlaştırdıkları veya işledikleri,

bb) Gerekli ikâmet iznine sahip bulunmayan kişilerin toplandığı veya,

cc) Suç işlemiş kişilerin gizlendiği veya

b)Fuhuş yapıldığı anlaşılıyor ise.

3. Kişi; bir trafik kuruluşu veya topluma mal ve hizmet temin eden bir tesis, resmî bir bina veya tehdit edilen bir objenin yakınında bulunmakta ise ve bu objeye karşı suç işleneceğini gösteren olaylar mevcut ise,

4. Alman Ceza Muhakemesi Kanununun 100/a maddesi veya Toplantı Kanununun 27'nci maddesinde tanımlanan suçları önlemek amacı ile, polis tarafından kurulmuş bulunan bir kontrol noktasında polis kimlik sorabilir.

(2) Polis kimliğin tespiti için gerekli gördüğü tedbirleri alır. Kişiyi durdurarak kimliğini sorabilir ve taşıdığı kimlik kâğıtlarını kontrol edebilmek üzere kendisine vermesini isteyebilir. Kimliği başka türlü öğrenilemiyorsa veya ancak önemli zorluklarla öğrenilebiliyorsa, kişiyi yakalar. 4'üncü cümledeki şartlar gerçekleşmişse, ilgilinin üzerinde ve beraberindeki eşyada arama yapar.

(3) Polis, kanun hükümlerine göre bir yetki belgesini taşımak mecburiyetinde olan kişilerden, bu yetki belgesinin kontrol edilmek üzere kendisine verilmesini isteyebilir.

ME MADDE 11 - (Bkz. PVSK 15) (Polisin Bir Kişiyi Karakola Çağırması): (1) Polis aşağıdaki hallerde bir kişiyi yazı ile veya sözlü olarak çağırabilir:

1.Polisin belirli bir görevini yerine getirebilmesi bakımından, çağırılacak olan kişinin gerekli açıklamalarda bulunacağını tahmin etmeyi haklı gösteren olaylar mevcut ise, veya,

2.Kimlik tesbitine yarayan tedbirlerin uygulanabilmesi için gerekli ise.

(2) Yapılan çağrıda, çağırmanın sebebi bildirilir. Çağırmanın zamanı tespit edilirken ilgilinin mesleği ve yaşam tarzına ilişkin diğer hususlar gözönünde bulundurulur.

(3) İlgili çağrıya yeterli bir sebebi olmamasına rağmen uymazsa, aşağıdaki şartlarla zorla getirilebilir:

1.Vereceği bilgiler; bir kişinin hayatı, vücudu veya özgürlüğü bakımından mevcut bulunan bir tehlikenin uzaklaştırılması için gerekli ise veya,

2.Tanımaya yarayan tedbirlerin uygulanması için gerekli ise.

(4) Ceza Muhakemesi Kanununun 136a maddesi burada da geçerlidir.

(5) Davet üzerine tanık olarak gelen veya bilirkişi sıfatıyla görevlendirilen kişelere yapılacak ödemeler hakkında, "Tanık ve Bilirkişilere Ücret Ödenmesi Konusundaki Kanun Hükümleri Uygulanır."

ME MADDE 12 - (Yer Değiştirme) : Polis, bir tehlikeyi önlemek amacıyla, bir kişiyi geçici olarak bir yerden uzaklaştırabilir veya onun geçici olarak bir yere girmesini yasaklayabilir. Bunun dışında, itfaiye veya kurtarma hizmeti mensuplarının işlerini engelleyen kişiler, o yerden uzaklaştırılır.

PVSK MADDE 2 - Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır:

A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak,

B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak,

Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis, âmirinden aldığı emri, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, âmir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı olarak yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.

Aşağıda yazılı hallerde:

I -Can, ırz veya mal emniyetini korumak için,

II -Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerin faillerini yakalamak veya delillerini tesbit etmek için,

III -Devlet kuvvetleri aleyhine, yalnız veya toplu olarak taarruz veya mukavemette bulunanları yakalamak veya bunların taarruz veya mukavemetlerini def etmek için,

IV -Hükümete karşı şiddet kullanan veya gösteren veya mukavemet edenlerin yakalanması, taarruz veya mukavemet edenlerin def edilmesi için,

V -Zabıtaca muhafaza altına alınan şahıslara, bina veya tesislere, meskûn veya gayrimeskûn yerlere vâki olacak münferit veya toplu tecavüzleri def etmek için,

VI -Ağır cezalı bir suçun sanığı olarak yakalandıktan sonra zabıta kuvvetlerinin elinden kaçmakta olan şahısların yakalanması için

VII -İşlenmekte olan bir suçun işlenmesine veya devamına mani olmak için,

VIII -Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda zabıta tarafından suç delillerinin tespiti veya suç faillerinin yakalanması maksadıyla yapılacak aramalar için,

IX -Kanunsuz toplantı veya kanunsuz yürüyüşleri dağıtmak veya suçlularını yakalamak için,

X -Yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi âfetlerde olay yerinde görevlilerce alınması gereken tedbirler için,

XI -Umuma açık yerlerde yapılan her türlü toplantı veya yürüyüşlerde veya törenlerde bozulan düzeni sağlamak için,

XII -Herhangi bir sebeple tıkanmış olan yolların trafiğe açılması için,

XIII -Yukarıdaki maddeler dışında diğer kanunlarda istisnaî olarak zabıtanın sözlü emirle yapmaya mecbur tutulduğu haller için,

Yetkili âmir tarafından verilecek sözlü emirler derhal yerine getirilir. Bu emirlerin yazılı olarak verilmesi istenilemez. Bu hallerde emrin yerine getirilmesinden doğabilecek sorumluluk emri verene aittir. (1965/ 694)

ME MADDE 25 - (İnfaza Yardım): (1) Doğrudan doğruya kuvvet kullanılması gerektiğinde, diğer makamlar yeterli kuvvete sahip değilseler veya tedbiri başka bir şekilde bizzat yerine getiremiyorlarsa, istekleri üzerine polis onlara infaz için yardım eder.

(2) Polis sadece icraatın cinsi ve türü bakımından sorumludur. Bunun dışında kalan hususlarda resmî yardım yapılmasına ilişkin hükümler uygulanır.

(3) Resmî yardım yapma mükellefiyeti saklıdır.

ME MADDE 26 - (Usul) (Verfahen): (1) İnfaz konusundaki yardım istekleri yazılı olmalıdır; istekte, uygulanacak tedbirin sebebi ve hukukî dayanağı belirtilmelidir.

(2) İstek acele hallerde şekilsiz olarak yapılabilir. Ancak istek üzerine, geciktirilmeksizin, yazıyla teyid edilmelidir.

(3) İstekte bulunan makama, isteğin yerine getirildiği haber verilmelidir.

ME MADDE 27 - (Özgürlük Kısıtlaması Konusunda Yapılan İnfaz Yardımı): (1) İnfaz yardımı isteği, özgürlüğü kısıtlayan bir tedbirin uygulanmasını gerektiriyorsa isteğe, özgürlük kısıtlamasının hukuka uygunluğu konusunda bir hâkim kararı eklenmeli veya hâkim kararı alınmış olduğu, istek yazısında belirtilmelidir.

(2) Daha önce hâkim tarafından bir karar verilmemişse, istekte bulunan makam hâkimden karar almayı üzerine almaz veya hâkimin karar vermesini derhal talep etmezse, polis özgürlüğünü kısıtladığı kişiyi serbest bırakmak mecburiyetindedir.

(3) 15 ve 16'ncı maddeler kıyasen uygulanır.

PVSK MADDE 22 - Bu Kanunda yazılı vazife ve salâhiyetlerin yapılması ve kullanılması icin en büyük mülkiye âmirlerinin vereceği emirleri, Dahiliye Vekili re'sen verebilir.

PVSK MADDE 23 - Umumî ve hususî kanunlarla polise verilen ve bu kanunda yazılı bulunmayan vazife ve salâhiyetlerin hükümleri bâkidir.

PVSK MADDE 24 - Mahsus zabıta teşkilâtı olan işlerde bu teşkilâta mensup memur bulunmadığı yerlerde polis, bunlara ait inzibatî muameleleri yapmaya salâhiyetlidir.

PVSK MADDE 25 - Polis teşkilâtı bulunmıyan yerlerde, il, ilçe ve bucak jandarma komutanları ile jandarma karakol komutanları bu kanunda yazılı vazifeleri yapar ve yetkileri kullanırlar. (1973/1758)

PVSK MADDE 26 - Bu Kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılacaktır.

PVSK MADDE 7 - Otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar, tiyarto, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus istirahat ve eğlence yerlerinin açılması önce polisin tahkiki üzerine o yerin en büyük mülkiye âmirinin vereceği izne bağlıdır.

İzin alınmadan açılan bu gibi yerler polis tarafından kapatılır.

PVSK MADDE 8 - Polisçe kati delil elde edilmesi halinde ve mahallin en büyük mülkî âmirin emriyle:

A) Kumar oynanan, umumî ve umuma açık yerler ile her çeşit özel ve resmî kurum ve kuruluşlara ait lokaller,

B) Mevzuata aykırı bir şekilde uyuşturucu madde imal edilen, satılan, kullanılan, bulundurulan yerler,

C) Mevcut hükümlere aykırı davranışları görülen genelevler, birleşme yerleri ve fuhuş yapılan evler ve yerler.

D) Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine, genel güvenliğe ve genel ahlâka zararı dokunacak oyun oynatılan, temsil verilen, film veya video bant gösterilen yerler,

E) Derneklere, sendikalara, loca ve kulüplere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile benzeri kurum ve kuruluşlara ait ve yalnız üyelerinin yararlanması için açılan lokallerden, birden fazla denetim sonunda ve yazılı ihtara rağmen, iç yönetmeliğine aykırı faaliyet göstererek umuma açık yer durumuna geldiği tesbit edilenler,

F) Yürürlükte bulunan hükümlere aykırı olarak işletilen veya konulan yasaklara uymayan, açılması izne bağlı yerler ile bu Kanunun 12'nci maddesi hükümlerine uymadığı tesbit edilen yerler,

Polis tarafından kapatılır ve/veya faaliyetleri menedilir.

Kapatma veya faaliyetten men'i gerektiren sebepler adlî kovuşturmayı gerektiriyorsa soruşturma evrakı derhal adliyeye verilir.

Kapatmayı veya faaliyetten men'i icap ettiren sebepler mahkemeye intikal ettirilecek hallerden ise altı ay, değilse üç aydan fazla kapatma veya faaliyetten men'e karar verilemez.

Adlî ve idarî kovuşturmanın her safhasında mülkî âmirin kapatma veya faaliyetten men kararına karşı ancak idarî yargı merciine başvurabilir.

Soruşturma evrakı adliyeye tevdi edilen şahıslar hakkında takipsizlik veya beraat kararı verilmesi veya kesin şekilde sahip değişikliği hallerinde, mahallî mülkî âmir tarafından kapatılan yerin süresinden önce açılmasına karar verilebilir.

PVSK MADDE 21 - Bir neşir vasıtası için abone yazmak veya bunlar için yazı, resim, ilân gibi bir madde kabul etmek maksadiyle Matbuat Kanununa göre alınmış vesikası olmaksızın idare evlerinin dışında dolaşanlar veya dolaştırılanlar, şantajdan veya böyle bir hareketle dolandırıcılıktan maznun olarak takibat altında bulunanlar; polisçe bu yolda çalışmaktan men edilir.

3233 SAYILI YASAYLA EKLENEN MADDELER

PVSK EK MADDE 1 - Umumî veya umuma açık yerler ile umuma açık yer niteliğindeki ulaşım araçlarında, gerçek kişi veya topluluklar mahallin en büyük mülkî âmirine en az 48 saat önceden müracaat suretiyle, oyun ve temsil verebilir veya çeşitli şekillerde gösteri düzenleyebilir.

Bunlardan, genel ahlâka, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne veya Anayasa düzenine aykırı olduğu tespit edilenler, mahallin en büyük mülkî âmiri emriyle polis tarafından men edilir ve ilgililer derhal adlî mercilere sevk edilir.

Dilekçe ile yapılacak müracaatta oyun, temsil veya gösteriye katılan yönetici ve diğer kişilerin kimlik, ikametgâh ve tâbiyetleri belirtilir. (Ek: 1985/3233)

PVSK EK MADDE 7 - Polis; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere; ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur; bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına ulaştırır. Devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar. (1985/ 3233)

PVSK EK MADDE 8 - Polisin yapacağı inceleme üzerine;

A) Otel, gazino ve benzeri yerler veya çeşitli dinlenme, eğlence ve oyun yeri şeklinde sabit veya seyyar olarak kullanılan kara, deniz, hava ve her çeşit taşıma araçlarında bu faaliyetlerin icrası,

B) Her ne ad altında olursa olsun, oynayanın kumar ve kazanç kasdı olmamak şartıyla bilgi ve maharet artırıcı veya zekâ geliştirici nitelikteki elektronik oyun âlet ve makinaları, video oyunları, televizyon oyunları ve benzeri oyun yerlerinin açılması ve faaliyette bulunmaları,

Mahallin en büyük mülkî âmirinin iznine bağlıdır.

Bu şekilde açılmasına ve faaliyette bulunmasına izin verilen yerler umuma açık yer sayılır. Bu madde hükmüne ve konulan yasaklara uymayan bu gibi yerler hakkında 8'inci madde hükümleri uygulanır.

Bu suçların tekerrürü halinde mahallin en büyük mülkî âmirî tarafından verilmiş bulunan ruhsat iptal edilebilir. (1985/3233)

PVSK MADDE 3 - Belediye zabıtası işleri hükümetçe lüzum görülen yerlerde polise gördürülür.

PVSK MADDE 10 - Taşınması memnu olan kama, hançer ve saldırmanın yapılması ve satılması da yasaktır.

Eski eserlerden olup da kıymetli olanların satışı bu hükümlerden müstesnadır.

PVSK MADDE 11 - Polis; A) Genel ahlâk ve edep kurallarına aykırı olarak; utanç verici ve toplum düzeni bakımından tasvip edilmeyen tavır ve davranışta bulunanlar ile bu nitelikte söz, şarkı, müzik veya benzeri gösteri yapanları,

B) Çocuklar, kız ve kadınlar ile genç erkeklere sözle veya herhangi bir şekilde sarkıntılık edenleri, kötü alışkanlıklara ve her türlü ahlâksızlığa yönelten ve teşvik edenleri,

C) Genel ahlâk ve edebe aykırı mahiyetteki film, plak, video ve ses bantlarını yapan ve satanları,

Herhangi bir müracaat veya şikâyet olmasa bile engeller, davranışlarının devamını durdurarak yasaklar, sanıklar hakkında tanzim olunacak evrakı derhal, şikâyete bağlı suçlar hakkındaki evrakı da şikâyet ve müracaat vukubulduğu takdirde adliyeye tevdi eder.

Video ve ses bantlarını ticarî maksatla dolduran gerçek veya tüzelkişiler bu bantların birer adedini, piyasaya çıkarılmadan önce mahallin en büyük mülkî amirine vermek zorundadırlar. (1985/3233)

PVSK MADDE 12 - Kız ve kadınların gazino, bar, kafeşantan ve bunlara benzer içki kullanılan yerlerle banyo, hamam ve plajlarda çalışabilmeleri o yerin en büyük mülkiye âmirinin iznine bağlıdır.

Yirmi bir yaşından küçük yaştaki kadın ve erkekler hiçbir surette bu yerlerde çalıştırılamazlar.

Bar, kafeşantan ve meyhanelere, yanlarında veli ve vasileri olsa bile, on sekiz yaşından aşağı küçüklerin girmesini polis men eder.

PVSK MADDE 14 - Şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve gerek dışında saat 24'ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe men olunur. Bu yasağı dinlemiyenler hakkında Ceza Kanununun 546'ncı maddesine göre takibat yapılır.

Zabıtadan izin alınarak yapılacak düğün ve müsamere ve balolar bu kayıtan müstesnadır.

PVSK MADDE 19 - Polis; sokak, meydan ve umuma mahsus yerlerde intizamı temin ve Seyrüfeser Talimatnamesindeki vasıflara uygun olmıyan nakil vasıtalarını işletmekten ve bu vasıtaları sarhoş olarak veya seyrüseferin intizam ve selâmetini bozacak surette idare edenleri çalışmaktan men eder.

PVSK EK MADDE 4 - Polis, görevli bulunduğu mülkî sınırlar içinde, hizmet branşı, yeri ve zamanına bakılmaksızın, bir suçla karşılaştığında suça el koymak, önlemek, sanık ve suç delillerini tesbit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve yetkilidir.

Bu madde hükmü gereğince bir suça müdahale eden polise karşı işlenen suçlar görevli memura karşı işlenmiş suç, müdahalede bulunan polisin işlediği suçlar ise görevli memurun işlediği suç sayılır.

ME MADDE 52 - (Diğer Eyaletlerin Polis Memurları ile Federal Devletin Polis Memurlarının Görevle İlgili İşlem Yapma Yetkisi): (1) Başka bir eyaletin polis memurunun, bu eyalette görevine ilişkin bir işlem yapabilmesi, aşağıdaki hallerde kabul edilmiştir:

1.Yetkili merciin talebi veya rızası ile,

2.Anayasa'nın 35'inci maddesinin 2 ve 3'üncü fıkralarındaki ve 91/1 maddesine giren hallerde

3.Halen mevcut, önemli bir tehlikenin önlenmesi amacıyla, meşhut suçların takibi amacıyla ve yetkili makam gerekli tedbirleri vaktinde alamamış ise, kaçan kişilerin takibi ve tekrar yakalanması amacıyla,

4.mahpusların naklı sırasında, polise ilişkin görevlerin yerine getirilmesi amacıyla,

5.suçların ve idarî kabahatlerin koğuşturulması amacıyla ve diğer eyaletlerle yapılmış bulunan idarî sözleşmelerle düzenlenmiş bulunan hallerde; tehlikenin önlenmesi amacıyla,

3 ilâ 5'inci bentlere giren hallerde, yetkili polis makamına, geciktirilmeksizin haber verilmelidir.

(2) Bir başka eyaletin polis memuru, birinci fıkra uyarınca yetki kazanarak işlem yaptığı takdirde, bu eyalet polis memurlarının sahip bulundukları yetkilere sahiptir. Uyguladıkları yetkilere sahiptir. Uyguladıkları tedbirler, yer ve madde itibariyle yetki alanı içinde işlem yapmakla bulundukları polis makamlarının tedbirleriyle eşdeğerdedir; bu nedenle, onların emirlerine (Weisungen) uymak mecburiyetindedirler.

(3) 1 ve 2'nci fıkra hükümleri, Federal Devletin polis memurları hakkında da geçerlidir.

ME MADDE 53 - (Bu Eyaletin Polis Memurlarının Yetki Alanları Dışında Yaptıkları İşlemler) : (1) Bu eyaletin polis memurları, başka bir Eyaletin veya Federal Devletin yetki alanına giren hallerde, sadece bu Kanunun 52/1'cü 1 ve Anayasası'nın 91/1'inci maddesine giren hallerde ve söz konusu olan Eyalet Hukuku veya Federal Hukukun böyle bir yetki tecavüzünü kabul etmesi halinde işlem yapabilirler.

(2) Başka bir eyaletin, kendisine polis memuru gönderilmesi konusunda yaptığı talep, sadece kendi eyaletindeki polis kullanımının diğer eyaletin polisin desteklenmesinden önemli olmadığı hallerde kabul edilir. Gönderilen talep yazısında, izin verip vermeme konusunda karar verilirken önem kazanacak bütün hususlar yer almalıdır.

____ * ____

II. BÖLÜM :

KİMLİK SORMA VE KİMLİK

TESBİT ETME YETKİLERİ

PVSK EK MADDE 5 - Genel güvenlik, kaçakçılık ve uyuşturucu maddelerle ilgili önemli olayları takip etmek, gerekiyorsa müdahale ederek soruşturmasını yapmak üzere;

A) İçişleri Bakanlığınca doğrudan veya ilgili valinin talebi üzerine merkez personelinden ekipler (timler) görevlendirilebilir.

B) Yukarıdaki bent hükmüne uygun olarak bir ilde soruşturması yapılan olayın aydınlatılması, delillerin toplanması, sanıkların yakalanması, başka illerde de araştırma ve soruşturma yapılmasını gerektiriyorsa iller arasında ilgili valiliklerce ekipler görevlendirilebilir.

Bu ekiplerin polis yetkilerini kullanması, polis bölgesi sınırları ile kayıtlı değildir. Bu ekipler görev yaptıkları mahallin en büyük mülkî âmirine bilgi vermek zorundadırlar. Görevin ifası sırasında mahallin en büyük mülkî âmirine karşıda sorumludurlar.

Genel ve özel kolluk makam ve memurları bu personele gereken her türlü yardımı yapmaya mecburdur. (1985/ 3233)

PVSK MADDE 4 - Polis, hiçbir surette vazifesinden başka bir işte kullanılamaz.

ME MADDE 9 - (Kimlik Tesbiti ve Yetki Belgelerinin İncelenmesi):

(1) Polis aşağıdaki hallerde bir kişinin kimliğini tesbit edebilir:

1. Bir tehlikeyi uzaklaştırmak amacıyla,

2. Kişi aşağıda sayılan yerlerde bulunuyorsa;

a) Olaya ilişkin tutamak noktalarına bakarak yapılan bir değerlendirmede, hayat tecrübesine göre, orada,

aa) Kişilerin suçları hazırladıkları, kararlaştırdıkları veya işledikleri,

bb) Gerekli ikâmet iznine sahip bulunmayan kişilerin toplandığı veya,

cc) Suç işlemiş kişilerin gizlendiği veya

b) Fuhuş yapıldığı kabul edilmeli ise

3. Kişi bir trafik tesisi veya topluma mal ve hizmet temin eden bir tesis, resmî bir bina veya tehdit edilen bir objenin yakınında bulunmakta ise ve bu objeye karşı suç işleneceğini gösteren olaylar mevcut ise,

4. Alman Ceza Muhakemesi Kanununun 100/a maddesi veya Toplantı Kanununun 27'nci maddesinde tanımlanan suçları önlemek amacı ile, polis tarafından kurulmuş bulunan bir kontrol noktasında polis kimlik sorabilir.

(2) Polis kimliğin tespiti için gerekli gördüğü tedbirleri alır. Kişiyi durdurarak kimliğini sorabilir ve taşıdığı kimlik kâğıtlarını kontrol edebilmek üzere kendisine vermesini isteyebilir. Kimliği başka türlü tespit edilemiyorsa veya ancak önemli zorluklarla tespit edilebiliyorsa, kişi yakalanabilir. 4'üncü cümledeki şartlar gerçekleşmişse, ilgilinin üzeri ile, beraberindeki eşyada arama yapılabilir.

(3) Polis, kanun hükümlerine göre bir yetki belgesini taşımak mecburiyetinde olan kişilerden, bu yetki belgesinin kontrol edilmek üzere kendisine verilmesini isteyebilir.

____ * ____

PVSK MADDE 5 - Polis, aşağıda gösterilen kimselerin parmak izlerini ve fotoğrafilerini almaya salâhiyetlidir.

A) Polis veya jandarma tarafından Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tahkikat evrakile birlikte veya doğrudan doğruya gönderip mezkûr makamca yapılan tahkikat neticesinde Türk Ceza Kanununa göre ağır hapis cezasını istilzam eden suçlarla mezkûr kanunda sayılı âmmenin itimadı ve mal aleyhine işlenmiş suçların ve her nevi kaçakçılığın maznun ve mahkûmlarının, serserilerin ve mazannaisu erbabının;

B) Yabancı memleketlerden Türkiye'ye kaçanların, memleket içinde bir yerden başka bir yere naklolunanların, memleket dışına çıkarılanların;

C) Hüviyetlerini isbat edemiyenlerin;

D) Fuhuşla veya fuhuş yüzünden bulaşan hastalıklarla mücadele nizamname ve talimatnameleri hükümlerine göre kendilerine (Umumî ev sahibi), (Birleşme yeri sahibi) ve (Umumî kadın) adı verilenlerin ve itiyat sebebiyle veya menfaat kastiyle kendilerini başkalarının zevkine terkedenlerin, fuhşa vasıtalığı itiyat edenlerin, beyaz kadın ticaretiyle meşgul olanların ve umumî kadın patronlarının;

E) Cumhuriyet Müddeiumumilikleri ve adlî ve askerî mahkemelerce bir meselenin tetkik ve tahkiki için parmak izlerinin, fotoğrafilerinin alınmasına lüzum gösterilen kimselerin;

F) (16.6.1985/3233 sK. ile eklenen (F) bendi, Anayasa Mahkemesinin 26.11.1986 tarih ve E. 1985/8, K. 1986/27 sayılı kararı ile (RG. 14.8.1987) iptal edilmiştir.)

ME MADDE 10 - (Tekrar Tanımaya Yarayan Tedbirler): (1) Polis aşağıdaki hallerde tekrar tanımaya yarayan tedbirlere başvurabilir:

1. Eğer 9'uncu madde uyarınca yapılması kabul edilmiş bulunan kimlik tespiti başka türlü yapılamıyor veya ancak çok güç yapılabiliyorsa, veya,

2. İlgilinin ceza tehdidi altında yasaklanmış bir fiil işlemş olma şüphesi varsa ve suçun cinsi ve işleniş tarzı bakımından, tekrar suç işleme tehlikesi mevcut bulunduğu için, suçları önlemek için yapılan çalışmalar çerçevesinde gerekli ise.

(2) Birinci fıkrada yer alan koşullar ortadan kalkarsa, ilgili tekrar tanımaya yarayan belgelerin imha edilmesini talep edebilir.

(3) Tekrar tanımaya yarayan tedbirler şunlardır:

1. Parmak izi ve avuç izi alınması,

2. Resim çekilmesi,

3. Vücudun dış özelliklerinin tesbit edilmesi,

4. Ölçümler yapılması.

____ * ____

III. BÖLÜM :

KONUTA, İŞ YERİNE VE ÜNİVERSİTEYE

GİRME YETKİSİ

PVSK MADDE 20 - Zabıta, imdat istenmesi veya yangın, su baskını ve boğulma gibi büyük tehlikelerin haber verilmesi veya görülmesi halleri ile ağır cezalı bir suçun işlenmesine veya yapılmakta devam olunmasına mâni olmak için konutlara, iş yerlerine ve eklentilerine girebilir.

Zabıta aşağıda yazılı hallerde üniversite, bağımsız fakülte veya üniversiteye bağlı kurumların binalarına veya bunların eklerine girebilir.

A) Üniversite binaları veya ekleri içinde, kurumun imkânlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karşısında rektör, acele hallerde de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin zabıtadan yardım talep etmeleri halinde,

B) Herhangi bir davet veya izne bağlı olmaksızın suç ve suçluların kovuşturulması için her zaman,

Fıkranın (A) bendinde gösterilen hallerce talep derhal yerine getirilir.1

İlgili kurumlar kovuşturma dolayısiyle zabıta kuvvetlerine gereken her türlü yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdürler. (1973/1775)

____ * ____

IV. BÖLÜM :

ARAMA VE EŞYAYI MUHAFAZA

ALTINA ALMA YETKİSİ

PVSK MADDE 9- Polis:

A) Askere, zabitlere ve zabıta memurlarına mahsus silahları, harp tüfeklerini ve namlusu 15 santimetreden uzun olan tabancaları;

B) İzinsiz taşınan her model çap ve büyüklükte silah ve tabancalarla, dinamit, bomba ve bunlara benzer yakıcı, öldürücü maddeleri ve zehirli gazlarla bunlara ait âlet ve malzemeyi ve barut ve sair ateş alıcı eczayı ve yasak olan silahlara ait fişekleri;

C) Üstünde bulundurduğu saldırma, kama, bıçak ve sustalı çakıları, Amerikan yumruklarını, usturpa, matrakları, şişli bastonları ve buna benzer yaralayıcı âletleri;

D) Ammenin emniyeti için tehlikeli bir vasıta olarak kullanılması muhtemel her türlü eşyayı;

E) Serseri ve sabıkalılarda bulunan ve suç işlemeğe yarayan her türlü vasıtaları, (Zabıta şüphe üzerine bu kabil eshasın üzerini arayabilir);

F) Ahlâk ve umumî terbiyeye uygun olmıyan şarkı veya sözleri yahut âmme emniyetini bozucu hitabeleri muhtevi bulunan gramofon plaklarını ve izinsiz gösterilen veya elde edilen filmleri ve bu kabil sair basma yazı ve resimleri alır. Bunlardan suç mevzuu olanları evrakıyla adliyeye ve diğerlerini ait olduğu makamlara verir.

Polis, kamu düzenini ve anayasal hak ve özgürlükleri korumak bakımından zorunlu ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, il sınırları içinde valinin, ilçe sınırları içinde kaymakamın, somut olay ve gereksinimler için her seferine yeniden vereceği emirle:

A) 171 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hürriyeti Hakkında Kanun kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenini ve güvenliğini bozacak faaliyet ve davranışları önlemek üzere, toplantı veya yürüyüşlerin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde;

B) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurum niteliğindeki meslek kuruluşlarının ya da sendikaların genel kurul toplantılarının güvenliğini sağlamak üzere, toplantının yapıldığı yerde veya yakın çevresinde;

C) Can ve mal güvenliğinin ve seyahat özgürlüğünün sağlanması için, tren, otobüs, vapur, uçak, metro ve benzeri yerüstü ve yeraltı toplu taşıma araçları ile hava limanı, iskele, liman, gar, istasyon, otogar, otobüs terminalleri gibi halkın topluca bulunduğu veya spor gösteri veya yarışmaları gibi büyük halk topluluklarının birikebileceği yerlerde;

D) Öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve eğitim kurumlarının ve kanunun 20/2'nci maddesindeki koşula uygun olarak girilecek üniversite, bağımsız fakülte veya bağlı kurumlarının içinde, bunların yakın çevrelerinde ve giriş çıkış yerlerinde;

E) Cana, ırza, mala veya tasarruf emniyetine tecavüz, sabotaj, adam kaçırmak veya rehin almak, silahlı gasp ve soygun, ateşli silahlar ve bıçaklarla, bomba ve öteki patlayıcı, parlayıcı ve yakıcı maddelerle saldırıda bulunmak, uçak, tren, otobüs, vapur ve benzerleri öteki yerüstü ve yeraltı toplu taşıma araçlarını kaçırmak, zapt etmek veya yolcularını rehin tutmak suretiyle toplumda tedirginlik, korku ve dehşet meydana getirerek sırf kamu düzenini bozmaya ve millî güvenliği sarsarak Anayasa'da yer alan temel hak ve hürriyetleri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, nitelikleri Anayasa'da belirlenen Cumhuriyeti tehlikeye düşürmeye yönelik şiddet eylemlerine girişileceğini gösteren kesin belirtilerin elde edilmesi halinde, umumî ya da umuma açık yerlerde veya öğrenci yurtlarında veya eklentilerinde veya kentin ya da öteki yerleşme birimlerinin giriş ve çıkış yerlerinde veya ana caddelerinde seyreden taşıt araçlarında.

Yukarıdaki fıkranın A, B, C ve D bendlerinde sayılan âlet ve eşyanın bulundurulup bulundurulmadığını saptamak ve bu fıkranın E bendinde sayılan eylemlerle ilgili kişileri ele geçirmek amacıyla, kişilerin üstlerini, araçlarını ve eşyasını arar, suç unsuru gördüklerine el koyar, evrakıyla birlikte adalete teslim eder.

5680 sayılı Basın Kanunu kapsamına giren basılı eserlerin arama ve zabtı genel hükümlere göre olur.

Vali ve kaymakamın arama ve elkoymaya ilişkin emri yazıyla verilir. İvedi durumlarda sözlü olarak verilen emir en kısa zamanda yazı ile doğrulanır. (1973/ 1775, Anayasa Mahkemesinin 25.4.1974 tarih ve E. 1973/41, K.

____ * ____

ME MADDE 17 - (Kişinin Üzerinin Araması): (1) Polis, m. 9/2, cümle 4'de yer alan hal dışında aşağıdaki şartlar gerçekleştikçe bir kişinin üstünü arayabilir:

1. Kişi bu kanun veya diğer kanunlara göre nezaret altına alınabiliyorsa,

2. Üzerinde muhafaza altına alınabilecek olan eşyaları taşıdığını kabul etmeyi haklı gösteren olaylar varsa,

3. Kişinin irade serbestisini ortadan kaldıran bir vaziyette veya yardıma muhtaç bir durumda bulunduğu açıkça belli ise,

4. 9'uncu maddenin 1'inci fıkrasının ikinci bendinde tanımlanmış bulunan bir yerde bulunuyorsa veya,

5. 9'uncu maddenin 1'inci fıkrasının 3'üncü bendinde tanımlanan bir objede veya bunun yakınında bulunup da somut olaylar bu objelerin içinde veya objeler üzerinde suç işleneceğini kabul etmeyi haklı gösteriyorsa.

(2) Polisin, bu kanun veya başka bir hukuk normu gereğince kimliği tespit edilmesi gereken bir kişiyi, silah, diğer tehlikeli âletler ve patlayıcı maddeler taşıyıp taşımadığını belirlemek üzere arayabilmesi için; bu aramanın, polis memurunun veya üçüncü kişilerin vücut veya hayatları bakımından bir tehlikeden korunması için gerekli olması şarttır.

(3) Kişi üzerindeki arama sadece, aynı cinsten kişi veya bir doktor tarafından yapılabilir; ancak arama vücut veya hayat bakımından mevcut bulunan bir tehlikeden korunmak amacıyla yapılıyorsa, bu hüküm uygulanmaz.

ME MADDE 18 - (Eşyalar Üzerinde Yapılan Arama): (1) Polis m. 9/2 cümle 4 haricinde, aşağıdaki hallerde eşya üzerinde arama yapabilir:

1. 17'nci madde uyarınca aranabilen bir kişinin bulundurduğu eşyalar,

2. belirli olaylar aşağıda sayılan kişilerin aranacak eşyanın içinde bulunduğunu kabul etmeyi haklı gösteriyorsa;

a) nezaret altına alınması mümkün olan bir kişi,

b) özgürlüğü hukuka aykırı bir şekilde kısıtlanmış olan bir kişi, veya,

c) yardıma muhtaç olan bir kişi,

3. eşyanın içinde muhafaza altına alınması gereken başka bir eşyanın bulunduğunu gösteren olaylar mevcutsa,

4. eşya 9 'uncu maddenin 1'inci fıkrasının 3'üncü bendinde belirtilmiş bulunan bir yerde bulunuyorsa veya,

5. eşya 9'uncu maddenin 1'inci fıkrasının 4'üncü maddesinde belirlenen bir yerde veya onun yakınında bulunuyorsa ve somut olaylar bu objede veya bu objeye karşı suç işleneceğini gösteriyorsa,

6. 9'uncu maddenin birinci fıkrasının beşinci fıkrasında sayılan ve kimliği tesbit edilebilen kişilerden olan bir kişinin içinde bulunduğu kara, su veya hava taşıtında arama yapılabilir; böyle bir arama, taşıtta bulunan eşyayı da kapsayabilir.

(2) Arama sırasında, eşya üzerinde fiilî hâkimiyet sahibi bulunan kişinin hazır bulunma hakkı vardır. Bu kişi hazır değilse temsilcisi veya bir tank hazır bulundurulmalıdır. Fiilî hâkimiyet sahibi olan kişi isterse ona; arama yapıldığını ve aramanın sebebini açıklayan bir belgenin verilmesi mecburidir.

ME MADDE 19 - (İkametgâha Girme ve İkametgâhta Yapılan Arama): (1) Aşağıda sayılan hallerde polis ikametgâhda bulunan kişinin rızası hilâfına bir ikametgâha girerek arama yapabilir:

1. Orada m. 11/3 uyarınca karakola götürülebilecek veya m. 13 uyarınca nezarete alınabilecek olan bir kişinin bulunduğunu kabul etmeyi haklı gösteren maddî vakıalar varsa,

2. orada m. 21/bent 1 uyarınca muhafaza altına alınabilecek olan bir eşyanın bulunduğunu kabul etmeyi haklı gösteren maddî vakıalar varsa, veya,

3. eve girme ve arama yapma bir kişinin vücudu, hayatı veya özgürlüğü veya önemli değeri olan eşyalar bakımından filhal mevcut bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için gerekli ise, İkametgâh kavramı, ev, evin eklentileri, çalışma, işletme ve işyerleri ile diğer ayrılmış bölümleri kapsar.

(2) Birinci fıkrada sayılan hallerde ikametgâha gece vakti (StPO 104/3) girerek yapılan arama sadece bir kişinin vücudu, hayatı veya özgürlüğü, veya önemli değeri olan eşyalar bakımından filhal mevcut bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için yapıldığında, hukuka uygundur.

(3) Aşağıdaki hallerde yakın tehlikeleri ortadan kaldırmak için ikametgâha her zaman girilebilir:

1. Maddî olaya ilişkin tutamak noktalarına dayanılarak, tecrübeye istinaden orada,

a) kişilerin suç işlemek üzere anlaştıklarını, hazırlık yaptıklarını veya suç işlediklerini,

b) ikamet izni bulunmayan kişilerin toplandıklarını, veya

c) suç işlemiş olan kişilerin saklandıklarını, kabul etmek gerekiyorsa, veya

2. ikametgâh fuhuş yapılmak için kullanılıyorsa,

3. herkesin girip çıkabilmesine açık olan veya açık bulunmuş olup içinde hazır bulunanların orada daha uzun süre kalmalarına müsaade edilen çalşma işletme ve iş yerlerine, tehlikenin önlenmesi amacıyla (m. 1/1) iş saatleri içinde veya orada kalma süresince girilebilir.

ME MADDE 20 - (Evde Yapılacak Aramanın Usulü) : (1) Gecikmede tehlike olan hallerin dışında, aramaya sadece hâkim karar verebilir. Yetki, ikametgâhının bulunduğu yerdeki Asliye mahkemesinindir. Uygulanacak usul hakkında Tahkim İşleri Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

(2) Bir evde yapılan arama sırasında, ev sahibi hazır bulunmak hakkına sahiptir. O yoksa ve mümkün olduğu takdirde, bir temsilci veya yetişkin bir yakını, birlikte yaşadığı kişi veya komşusu hazır bulundurulur.

(3) Tedbirin amacı tehlikeye düşmedikçe ev sahibine veya temsilcine aramanın sebebi geciktirilmeksizin haber verilir.

(4) Arama hakkında bir tutanak düzenlenir. Tutanakta, sorumlu karakol, aramanın yapılıdığı zaman, yer, aramanın sebebi ve aramanın neticesi yazılmalıdır. Tutanak; arayan memur ile ev sahibi veya hazır bulundurulan diğer kişiler tarafından imzalanmalıdır. İmzadan çekinildiği takdirde, bu konuda bir not düşürülmelidir. Ev sahibi istediği takdirde, kendisine tutanağın bir sureti verilir.

(5) Olayın dış şartlarına göre tutanak düzenlenmesi mümkün değilse veya suret verilmesi mümkün değilse veya aranmanın amacını tehlikeye düşürecek ise, bu takdirde ilgiliye sadece sorumlu karakol ve aramanın yapıldığı zaman ve yeri bildiren bir belge verilir.

ME MADDE 21 - (Muhafaza Altına Alma) (Sicherstellung) : Polis aşağıdaki hallerde bir eşyayı muhafaza altına alabilir:

1. Halen mevcut bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için,

2. bu Kanun veya başka Kanun hükümlerine göre özgürlüğü kısıtlanmış bir kişi tarafından kötüye kullanılması ihtimali mevcutsa veya, mâliki veya hukuka uygun olarak fiilî hakimiyete sahip bulunan kişiyi, eşyanın kaybolmasından veya zarar görmesinden korumak amacıyla,

3. bu Kanun veya diğer hukuk normları uyarınca yakalanarak özgürlüğü kısıtlanan bir kişinin üzerinde bulunan ve,

a) intihar etmek veya kendisini yaralamak,

b) diğer kişilerin hayatına veya sıhhatine zarar vermek,

c) başkasına ait mala zarar vermek veya,

d) kaçmayı mümkün kılan veya kolaylaştırmak için kullanılabilen eşya.

ME MADDE 22 - (1) Muhafaza altına alınan eşyalar emanette tutulur (Verwahrung). Eşyanın özelliği muhafaza altında tutulmaya elverişli değilse veya polis tarafından muhafaza altında tutmak maksada uygun değilse, eşya başka bir şekilde muhafaza altında tutulmalı veya korunmalıdır. Bu gibi hallerde, mahfaza altında tutma işi üçüncü bir kişiye devredilebilir.

(2) İlgiliye; muhafaza altına almanın sebebini açıklayan ve muhafaza altına alınan bir eşyayı tanımlayan bir belge verilir. Olayın özelliklerine göre, belge tanzim edilemiyorsa, tutanak düzenlememesinin sebebi açıklanır. Mâlik, veya fiilî hâkimiyetin yasal sahibine geciktirmeksizin haber verilmelidir,

(3) Korunan eşya emanette tutuluyorsa, imkân nisbetinde polis değerin azalmasının önüne geçmelidir. Eşya ilgilinin isteği üzerine bir üçüncü şahıs tarafından muhafaza ediliyorsa, bu hüküm uygulanmaz.

(4) Emanette tutulan eşyalar işaretlenir ve karışması engellenir.

ME MADDE 23 - (Eşyanın Satılması ve Yok Edilmesi): (1) Aşağıdaki hallerde muhafaza altına alınan bir eşyanın satılması kabul edilmiştir:

1. Eşyanın bozulması veya değerinin önemli bir şekilde azalması tehlikesi varsa,

2. eşyanın emanette tutulması, korunması veya bakılması orantısız bir şekilde yüksek olan masrafı gerektiriyor veya zorluklar yaratıyorsa,

3. genel emniyet veya düzen bakımından başka tehlikeler doğurması mümün olup,. eşyanın özelliği dolayısiyle o şekilde muhafaza altında tutulamıyorsa,

4. muhafaza altına almayı gerektiren şartların tekrar ortaya çıkmaması halinde, bir senelik sürenin geçmiş olmasına rağmen, hak sahibi birisine iade edilememesi halinde veya,

5. kendisine, yeterli bir süre tayin edilerek, bu süre içinde almadığı takdirde eşyanın satılacağı ihtarını içeren bir bildirim yapılmış olmasına rağmen, süresi içinde eşyanın teslim alınmaması.

(2) Eşya üzerinde bir hak sahibi olan ilgili, mâlik veya başka bir kişi, eşya satılmazdan evvel dinlenmelidir. Tedbirin amacı ve olayın özelliklernie göre uygun düşüyorsa, satma kararı ile satışın yapılacağı zaman ve yer bunlara bildirilmelidir.

(3) Eşya açık arttırmayla satılır; Medenî Kanunun 979'uncu maddesinin 1'inci fıkrası burada da uygulanır. Açık arttırma yapılmazsa, satışın yapılamayacağı önceden belli ise veya açık arttırma masrafları elde edilecek ivazdan fazla olabilecekse, eşya elden satılabilir. Satıştan elde edilen ivaz, satılacak eşyanın yerine tayin olur. Uygun bir süre içinde alıcı bulunmadığı takdirde, eşya topluma yararlı bir amaca tahsis edilebilir.

(4) Aşağıdaki hallerde mahfaza altına alınan eşya kullanılamaz hale getirilebilir veya imha edilebilir;

1. satış yapılması halinde, eşyanın koruma altına alınmasının sebebi olan sebeplerin tekrar ortaya çıkması ihtimali varsa, veya,

2. satış sair sebeplerden dolayı mümkün değilse, bu gibi hallerde 2'nci fıkra hükmü de uygulama alanı bulur.

ME MADDE 24 - (Emanette Tutulan Eşyanın veya Satım Bedelinin Geri Verilmesi Masrafları): Muhafaza altına alma tedbirinin şartları ortadan kalkar kalkmaz, eşya kimden alınmışsa, ona iade edilir. Bu kişiye iade etmek mümkün olmadığı takdirde, hak sahibi olduğu inanılır bir şekilde ortaya koyan bir başka kişiye de eşya teslim edilebilir. Eşyanın iade edilmesi ile, muhafaza altına alma tedirinin şartları tekrar doğacaksa, eşya iade edilemez.

(2) Eşya satılmış ise, eşyanın bedeli iade edilir. Hak sahibi yoksa veya tesbit edilemiyorsa, eşyanın bedeli medenî kanun hükümlerine göre yapılır. Eşyanın satıldığı yılın bitiminden itibaren üç yıl sonra bedelin iade edilmesi ile, üzerinde konusundaki talep hakkı ortadan kalkar.

(3) Muhafaza altına alma ve emanet altında tutma masrafları, dört ve beşinci maddeler uyarınca sorumlu olan kişilere yüklenir. Birden fazla sorumlu varsa müteselsil olarak sorumlu olurlar. Eşyanın iade edilmesi, masrafların ödenmesi şartına bağlı olabilir. Eşya satılmış ise, yapılan masraflar bedelden tahsil edilebilir. Yapılan masraflar cebrî icra yolu ile tahsil edilebilir.

(4) Medenî Kanunun 983'üncü maddesi saklıdır.

____ * ____

V. BÖLÜM :

YAKALAMA YETKİSİ

PVSK EK MADDE 2 - (Birinci fıkra 18.11.1992 tarih ve 3842 sK. ile iptal edilmiştir.)

Gözaltına alınanların yeme, içme ihtiyaçlarına ve nakillerine ait masralar Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekle karşılanır.

PVSK MADDE 13 - Polis:

A) Haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama ve tutuklama kararı bulunanları veya kanunda istenilen bir mükellefiyeti yerine getirmedikleri için yakalanması gerekenleri,

B) Uyuşturucu maddeleri alan, satan, bulunduran ve kullananları, halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk halinde başkalarına saldıranları,

C) Halkın huzur ve sükûnunu bozanlardan, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenlerle, başkalarına saldırıya yeltenenleri ve kavga edenleri,

D) Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla ve bu Kanunun uygulanmasını gösteren tüzükle belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri,

E) Haklarında gözetim altında ıslahına veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen küçükleri,

F) Usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme veya geri verme kararı alınan kişileri,

G) Suçüstü halinde veya gecikmesine mahzur bulunan diğer hallerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz ve delil bulunan sanıkları,

Yakalar ve gerekli kanunî işlemi yapar.

Yakalanması belirli bir usule bağlanmış kişilerle ilgili Kanun hükümleri saklıdır.

Yakalama, kişinin denetim ve gözetim altına alınmasıdır. Yakalanan kişilerin kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kişinin sağlığına zarar vermeyecek şekilde her türlü tedbir alınabilir.

Yakalananlardan uyuşturucu madde kullanmış olanlarla sarhoş olanların durumları, tüzükte belirtilen esas ve usullere uygun olarak hekim raporu, hekimin bulunmadığı hallerde yardımcı sağlık hizmetleri personelinden birinin müşahede raporu ile tespit edilir.

Yakalanan kişiye yakalama sebebi yazılı, mümkün olmayan hallerde ise sözlü olarak bildirilir.

Soruşturma konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir mahzur doğmuyorsa kişinin yakalandığı yakınlarına derhal duyurulur.

Yakalanan kişilerden; sanık durumunda olanlar adlî mercilere sevk edilir.

Haklarında ıslah veya tedavi tedbiri alınması gerekenler, ilgili kuruma gönderilir.

Yakalanma sebebi ortadan kalkanlar derhal serbest bırakılır.

____ * ____

ME MADDE 13 - (Nezaret Altına Alma): (1) Polis aşağıdaki hallerde bir kişiyi nezaret altına alabilir:

1. Kişinin vücudu veya, hayatı bakımından mevcut bulunan bir tehlikeden korunması için gerekli ise, özellikle kişinin irade özgürlüğünün bulunmadığı bir durumda olduğu veya yardıma muhtaç bir durumda bulunduğu anlaşılıyorsa, veya,

2. Hemen işlenmek üzere olan veya işlenmekte olup da işlenmesine devam edilmekte bulunan bir suç veya idarî kabahatin doğurduğu tehlikenin, önlenmesi için kaçınılmaz ise.

(2) Polis, bakıp gözetme yetkisine sahip bulunan kişiden kaçmış bulunan küçüğü bu yetkili kişiye vermek veya gençlik dairesine teslim etmek amacıyla, gözaltına alabilir.

(3) Polis, hakkında verilen tutuklama kararı infaz edilirken kaçan, hürriyeti bağlayıcı bir ceza, hürriyeti bağlayıcı bir emniyet tedbirlerinin infazından kaçan veya infaz kurumunun izni olmaksızın başka bir şekilde infaz kurumu dışında bulunan kişiyi nezaret altına alarak infaz kurumuna geri götürebilir.

ME MADDE 14 - (Hâkim Kararı) : (1) Bir kişi dokuzuncu maddenin ikinci fıkrasının üçüncü fıkrası veya onüçüncü cümlesi, onbirinci maddesinin üçüncü fıkrası veya onüçüncü madde uyarınca yakalanırsa, polis geciktirmeksizin özgürlük kısıtlamasının hukuka uygunluğu ve devamı konusunda hâkimden karar almak mecburiyetindedir. Hâkim, kararının ancak sersbest bırakmadan sonra elde edilebileceği hallerde, bu hüküm uygulanmaz.

(2) Bu kararı, verme yetkisi, nezaret altına alınan kişinin bulunduğu yerdeki Asliye Mahkemesine aittir. Karar, "Özgürlük Kısıtlamalarında Uygulanacak Adlî Usul Hakkındaki Kanun"daki hükümler uygulanarak verilir.

ME MADDE 15 - (Özgürlüğü Kısıtlanan Kişiler Hakkında Yapılacak Muamele) : (1) Bir kişinin özgürlüğünün 9'uncu maddenin 2'nci fıkrasının 3'üncü cümlesi, 11'inci maddenin 3 ncü fıkrası veya 13'üncü madde uyarınca kısıtlanmış ise, ona geciktirilmeksizin sebebi açıklanmalıdır.

(2) Özgürlüğü kısıtlanan kişiye bir yakınına veya güvendiği bir kişiye haber verme imkânı geciktirilmeksizin sağlanır; özgürlük kısıtlanmasının amacı tehlikeye düşecek ise, bu hüküm uygulanmaz. Özgürlük hâkim tarafından kısıtlandığında, yakınlara haber verilmesi mecburiyeti saklıdır. Özgürlüğü kısıtlanan kişi, birinci cümlede tanınan hakkı kullanabilecek durumda değil ise ve haber verme iradesine aykırı olmayacak idi ise, polis ilgiliye haber vermek mecburiyetindedir. Özgürlüğü kısıtlanan kişi küçük hacir altına alınmış (entmündigt) veya geçici olarak veyaset altına alınmışsa, o kişiye gözetmekle görevli olana her halde haber verilmelidir.

(3) Nezaret altına alınan kişi, ayrı olarak muhafaza edilir ve özellikle, rızası olmadıkça, tutuklu veya hükümlülerin yanına konamaz. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı muhafaza edilirler. Nezaret altına alınan kişi, sadece özgürlük kısıtlanmasının amacı veya kuruldaki düzeninin gerektirdiği kısıtlamalara tâbi tutulabilir.

ME MADDE 16 - (Nezaret Altına Almanın Süresi): Aşağıdaki hallerde gözaltına alınan kişi serbest bırakılır:

1. Polis tedbirinin uygulanmasını gerektiren sebep ortadan kalkar kalkmaz,

2. Özgürlük kısıtlamasının hukuka aykırı olduğu hâkim kararı ile tespit edilmiş ise,

3. Diğer hallerde, daha önce özgürlük kısıtlamasının başka bir kanun uyarınca devam etmesi hâkim kararıyla emredilmedikçe en geç ele geçmeyi takip eden günün sona ermesine kadar özgürlük kısıtlamasına son verilir.

PVSK EK MADDE 3 - Polis; aşağıdaki hallerde gerekli görülen kişilerden;

A) Devletin bütünlüğü, genel güvenliği ve Anayasa düzeni ile kaçakçılık ve uyuşturucu maddelerle ilgili olarak yaptığı suç soruşturmaları sırasında ifadesine başvurulacak olanlara,

B) Vatandaşlık durumu ile bu Kanunun 17' nci maddesinde belirtilen kimlik tespiti yapılıncaya kadar,

Tespit edilmiş olan ikametgâh veya iş adreslerinden ayrılmamalarını yazılı olarak isteyebilir.

Bunların, bulunabilecekleri yeni adreslerini bildirmeleri şartıyla o yerden ayrılmalarına, mahallin en büyük mülkî âmirinin yazılı emriyle izin verilir. (1985/3233)

PVSK MADDE 15 - Polis; yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lâzım gelen kimseleri çağırır ve kendilerinden lüzumu olan şeyleri sorar.

(Ek fıkra: 1985/3233: Bu fıkra Anayasa Mahkemesinin 26.11.1986 tarih ve E. 1985/8, K. 1986/27 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.)

____ * ____

ME MADDE 11 - (Polisin Bir Kişiyi Karakola Çağırması): (1) Polis aşağıdaki hallerde bir kişiyi yazı ile veya sözlü olarak çağırabilir:

1. O kişinin, polisin belirli bir görevini yerine getirebilmesi bakımından, gerekli olan açıklamalarda bulunacağını tahmin etmeyi haklı gösteren olaylar mevcut ise, veya,

2. Tekrar tanımaya yarayan tedbirlerin uygulanabilmesi için gerekli ise.

(2) Yapılan çağrıda, çağırmanın sebebi bildirilmelidir. Çağırmanın zamanı tespit edilirken ilgilinin mesleği ve yaşam tarzına ilişkin diğer hususlar gözönünde bulundurulmalıdır.

(3) İlgili çağrıya yeterli bir sebebi olmamasına rağmen uymazsa, aşağıdaki şartlarla zorla getirilebilir:

1. Vereceği bilgiler; bir kişinin hayatı, vücudu veya özgürlüğü bakımından mevcut bulunan bir tehlikenin uzaklaştırılması için gerekli ise veya,

2. Tanımaya yarayan tedbirlerin uygulanması için gerekli ise.

(4) Ceza Muhakemesi Kanununun 136a maddesi burada da geçerlidir.

(5) Davet üzerine tanık olarak gelen veya bilirkişi sıfatıyla görevlendirilen kişelere yapılacak ödemeler hakkında, "Tanık ve Bilirkişilere Ücret Ödenmesi Konusundaki Kanun Hükümleri Uygulanır."

____ * ____

VI. BÖLÜM :

ZOR KULLANMA YETKİSİ

EK MADDE 6 - (Zor Kullanma): Polis; yakalanması gerekli kişi veya dağıtılması gereken topluluğun direnmesi, saldırıya yeltenmesi veya saldırıda bulunması hallerinde, bu fiilleri etkisiz hale getirmek için zor kullanabilir.

Zor kullanma, direnme ve saldırının mahiyetine ve derecesine göre etkisiz hale getirilecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde her çeşit silah kullanma yetkilerini ifade eder.

Toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin âmiri tarafından tayin ve tespit edilir. (1985/3233)

____ * ____

ME MADDE 28 - (İdarenin Zor Kullanmasının Kabul Edildiği Haller): (1) Bir hareketin yapılması veya bir şeye katlanılması veya bir şeyin yapılmamasına ilişkin bulunan idarî işlemlere karşı kanunyolu kapalı ise veya başvurulan kanun yolunun yürütmeyi durdurucu etkisi yoksa, idarî karar zor kullanılarak yerine getirilebilir.

(2) Bir tehlikenin ortadan kaldırılması için zorunlu ise, özellikle 4 ilâ 6'ncı maddeler uyarınca kişiler hakkında uygulanması söz konusu olan tedbirler hiç uygulanamıyor ve ya vaktinde uygulanamadığı için başarı şansı bulunmayıp, polis de kendisine tanınan yetki dahilinde hareket ediyorsa, idare önceden bir idarî karar almadan zor kullanılabilir.

ME MADDE 29 - (Zorlama Tedbirleri) (Zwangsmittel) : (1) Zorlama tedbirleri şunlardır:

1. Bir şeyin ilgili yerine bizzat yapılması (m. 30),

2. zorlamak için para ödettirme (Zwangsgeld) (m. 31),

3. doğrudan doğruya zor kullanılması (m. 33).

(2) 34 ve 39'uncu madde hükümleri uyarınca zor kullanılacağı, mümkün olduğunca önceden ikaz edilmelidir.

(3) Zorlama tedbirleri, bir para cezası (Geldstrafe) veya para yaptırımı (Geldbusse) ile birlikte uygulanabilir ve idarî karara riayet edilene veya işlem başka türlü yerine getirilene kadar tekrarlanabilir ve değiştirilebilirler.

ME MADDE 30 - (Bir Şeyin İlgili Yerine Bizzat Yapılması) (Eksatzvornahme) : (1) Bir hareketi yapmaya mecbur olan kişi o hareketi yapmazsa, başkası tarafından yapılabilir nitelikte olmak şartı ile, polis masrafları ilgiliye ait olmak üzere, yapılması gerekeni kendisi yapabilir veya üçüncü bir kişiye yaptırabilir.

(2) Doğması muhtemel masraflarının, ilgilinin peşin olarak ödemesine karar verilebilir. İlgili doğan veya doğması muhtemel masrafları süresinde ödemezse, masraflar ona icra yolu ile zorla ödettirilebilir. İlgili yapılması istenilen hareketi yaparsa, doğması muhtemel masraflar zorla ödettirilmez.

ME MADDE 31 - (Zorlamak İçin Para Ödettirme) (Zwangsgeld) : (1) Zorlamak için ödettirilen para en az on, en fazla beşbin Mark olup, yazılı şekilde tayin edilir.

(2) Zorlamak için para tayin edilirken, ilgiliye uygun bir ödeme süresi tanınır.

(3) Zorlamak için tayin edilen para süresinde ödenmezse, cebrî icra yoluyla ödettirilir. İlgili istenilen hareketi yapar veya tahammül etmesi gereken tedbirin uygulanmasına müsaade ederse, zorla ödettirme yolu kapanır.

ME MADDE 32 - (Ödenmeyen Zorlama Parasının Yerini Alan Özgürlük Kısıtlaması) (Ersatzzwangshaft) : (1) Zorlama parası tayin edilirken bu hususta bir ihtar yapılımş ise, zorlama parasının ödenmemesi halinde, idare mahkemesi polisin talebi üzerine, "zorlama parası yerini alan özgürlük kısıtlamasına" (Ersatzzwanghaft) hükmedebilir. Zorlama parasının yerini alan özgürlük kısıtlaması, en az bir gün en fazla iki hafta sürebilir.

(2) Zorlama parasının yerini alan özgürlük kısıtlaması, polisin isteği üzerine, icra makamları (Justizverwaltung) tarafından Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun (ZPO) 904 ilâ 110'uncu maddeleri uyarınca icra edilir.

İKİNCİ ALT BÖLÜM

DOĞRUDAN DOĞRUYA ZOR KULLANILMASININ USULÜ

ME MADDE 33 - (Doğrudan Doğruya Kullanılan Zor): (1) Diğer zorlama tedbirlerinin uygulanması mümkün değilse veya uygulandıkları takdirde netice elde etmek ihtimali yoksa veya uygulanmaları maksada uygun değilse, polis doğrudan doğruya zor kullanabilir. Doğrudan doğruya kullanılan zorun cinsi ve şekli hakkında, 35 ve sonraki maddeler uygulanır.

(2) Bir kişinin bir açıklama yapmasını sağlamak üzere, doğrudan doğruya zor kullanılması yasaktır.

ME MADDE 34 - (Zorlama İçin Kullanılan Tedbirin Önceden İhtar Edilmesi) : (1) Zorlama için kullanılan tedbirler, mümkün oldukça ilgiliye yazılı olarak önceden ihtar edilmelidir. Bu ihtarda, ilgiliye yükümlülüğünü yerine getirmesi için uygun bir süre tayin edilmelidir; ilgilinin katlanmaya veya bir şeyi yapmamaya zorlanması zarureti doğmuşsa, süre tayin etmeye gerek yoktur. Olayın özel şartları imkân bırakmıyorsa; özellikle, bir tehlikenin önlenmesi bakımından zorlama tedbirinin derhal uygulanması zorunlu ise, ilgiliye daha önceden ikazda bulunulmaz.

(2) İhtar için yapılan yazılı bildirimde yapılması gereken hareketi, katlanılması veya yapılmaması gereken hususu doğuran idarî işlem de yer alabilir. İlgiliye tanınan kanun yolunun yürütmeyi durdurma etkisi yoksa, yapılan yazılı bildirimde idarî işleme de yer verilmelidir.

(3) Yazılı bildirimde, uygulanacak olan zorlama tedbirleri tanınlanmalıdır. Birden fazla zorlama tedbiri uygulanabilecek ise, bunların hangi sıra ile tatbik edilebileceği belirtilmelidir.

(4) Yapmadığı takdirde işlemin bizzat polis tarafından yapılacağı veya başka bir kişiye yaptırılacağı ikaz ediliyorsa, doğması muhtemel masraflar da açıklanmalıdır.

(5) Zorlama parasının miktarı belli olmalıdır.

(6) Yazılı bildirim ilgiliye tebliğ edilmelidir. Yazılı bildirimin sebebini teşkil eden idarî işlem bakımından tebliğ etme mecburiyeti bulunmasa dahi ,tebligat yapılması mecburidir.

ME MADDE 35 - (Hukukî Temeller) : (1) Polis bu kanun veya diğer hukuk normları uyarınca doğrudan doğruya zor kullanma yetkisine sahip ise, zorun uygulanmasının şekli ve cinsi konusunda, 36 ilâ 44 üncü maddeler ve bu hükümlere aykırı olmadığı sürece bu Kanunun diğer hükümleri uygulama alanı bulurlar.

(2) Meşru müdafaa ile, ızdırar halinin medenî hukukla ceza hukukunda sahip bulunduğu etkiler saklıdır.

ME MADDE 36 - ("Doğrudan Doğruya Zor" Kavramı): (1) Doğrudan doğruya zor; kişiler veya eşyalar üzerinde vücut kuvveti, vücut kuvvetine yardım eden araçlar veya silah kullanılmasıdır.

(2) Vücut kuvveti; kişiler veya eşyalar üzerine doğrudan doğruya vücut ile yapılan her türlü etkiye verilen isimdir.

(3) Vücut kuvvetine yardım eden araç olarak; aşağıda sayılanlar özellikle kullanılır: Kelepçe, basınçlı su, teknik engeller, polis köpekleri, polis atları, polisin hizmet araçları, göz yaşartıcı veya sersemletici maddelerle, patlayıcı maddeler. Silah olarak; cop, tabanca, toplu tabanca, tüfek, makinalı tabanca, makinalı tüfek ve el bombası kullanılmasına müsaade edilmiştir.

ME MADDE 37 - (Polisin Emir Üzerine Zor Kullanması): (1) Polis memuru kendisine emir verme yetkisine sahip olan yetkili bir kişi tarafından emir verildiğinde, doğrudan doğruya zor kullanmak mecburiyetindedir. Verilen emir; insan onurunu zedeler nitelikte ise veya görev ile ilişkili değilse, emre uymak mecburiyeti yoktur.

(2) Verilen emrin yerine getirilmesiyle bir suç işlenecek ise, emir yerine getirilmez. Polis memuru buna rağmen emri yerine getirecek olursa, sadece suç işlediğini bilerek hareket ettiği veya kendisince malum olan hususlar gözönünde tutulduğunda, emrin konusunun suç teşkil ettiğini bilmesi gerektiği kabul edilebilen hallerde, suçlu sayılır.

(3) Olayın dış şartlarına göre, imkân varsa, polis memuru emrin hukuka uygunluğu konusundaki tereddütlerini, emri verene bildirmelidir.

(4) Emre karşı memurun şikâyet hakkı (Remonstrationsrecht) yoktur.

ME MADDE 38 - (Yaralıya Yardım): Doğrudan doğruya zor kullanılan hallerde, zorunlu ise ve olaydaki dış şartlar mümkün kılıyorsa, yaralıya yardım edilir ve tıbbî yardım sağlanır.

ME MADDE 39 - (Doğrudan Doğruya Zor Kullanılacağının İkaz Edilmesi): (1) Uygulanmazdan önce, doğrudan doğruya zor kullanılacağı ikazı yapılmalıdır. Olaydaki dış şartlar imkân bırakmıyorsa; özellikle, zorlama tedbirinin derhal uygulanması, bir tehlikenin savuşturulması için zorunlu ise, ikazdan sarfınazar edilebilir. Silah kullanılacağı ikazı, ihtar için bir el ateş etmek suretiyle de yapılabilir.

(2) Ateşli silahlar ve el bombaları sadece hayat ve vücut için halen mevcut bir tehlikenin giderilmesi amacıyla zorunlu olduğu hallerde, önceden ihtar etmeksizin kullanılabilir.

(3) Bir insan topluluğu üzerinde doğrudan doğruya zor kullanılacak olan hallerde, topluluğa katılmamış olan kişilerin uzaklaşabileceği kadar vakit bırakacak şekilde, önceden ikaz yapılmalıdır. Bir insan topluluğuna dahil olan kişilere karşı silah kullanılacağı, mutlaka ihtar edilmelidir. Silah kullanılmazdan evvel, ikaz tekrarlanmalıdır. Teknik engellerle, polis atlarının kullanılmasında, önceden ikaz yapılmayabilir.

ME MADDE 40 - (Kişilere Kelepçe Takılması) : Bir kişinin;

1. Polis memuruna veya bir üçüncü kişiye saldıracağını veya eşyaya zarar vereceğini,

2. kaçacağını veya kaçırılacağını veya,

3. kendisini öldüreceğini veya yaralayacağını

kabul etmeyi haklı gösteren maddî olaylar mevcut ise, bu kanundaki veya diğer bir hukuk normundaki hükümler uyarınca yakalanabilen bir kişiye, polis kelepçe takabilir.

____ * ____

VII. BÖLÜM :

SİLAH KULLANMA YETKİSİ

PVSK MADDE 16 - Polis, aşağıda yazılı hallerde silah kullanmaya salâhiyetlidir.

A) Nefsini müdafaa etmek;

B) Başkasının ırz ve canına vukubulan ve başka suretle men'i mümkün olmayan bir taarruzu savmak için;

C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya herhangi bir suçtan mahkûm ve mevkuf olup da tutulması veya nakil ve sevki polise emir ve tevdi olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla polise taaruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmaya ve taarruza mâni olmak için başka çare bulunmamışsa;

D) Muhafazasına memur olduğu mevki veya elindeki silâha yahut kendisine verilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vukubulacak taarruzu başka suretle def'e imkân olmamışsa;

E) Ağır cezayı müstelzim ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun saklı olduğu yerin arandığı sırada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa;

F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahkûm olupta zabıtaca aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine de kulak asmıyarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa;

G) Vazife esnasında polise tecavüze veya karşı koymağa elverişli âletlerin ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmiyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve âletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa;

H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiilî mukavemette bulunulmuş veya, taarruzla mümünaat edilmişse;

İ) Devlet nüfus ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse.

____ * ____

ME MADDE 41 - (Polisin Silah Kullanması Konusundaki Genel Hükümler) : (1) Silah kullanılabilmesi için, doğrudan doğruya zor kullanmanın diğer türlerinin uygulanmasından başarı elde edilmemiş olması veya bu tedbirlerin başarılı olmalarına imkân bulunmadığının açıkça belli olması şarttır. Kişilere karşı silah kullanılabilmesi için, elde edilmesi istenilen amacın, eşyaya karşı silah kullanılması ile elde edilmemiş olması şarttır.

(2) Kişilere karşı silah, sadece bu kişinin saldırıda bulunmasını veya kaçmasını önlemek amacıyla kullanılabilir. Kesine yakın bir ihtimalle ölüme neden olabilecek bir atışın yapılabilmesi için, silah kullanmanın, halen mevcut, hayatî bir tehlikenin giderilmesinin tek aracı olması veya vücut bütünlüğüne karşı yönelik olan ağır bir ihlâlin önlenmesinde en son ve tek araç olması şarttır.

(3) Dış görünüşe göre henüz ondört yaşını doldurmamış bulunan kişilere karşı silah kullanılamaz. Vücut veya hayat bakımından halen mevcut bir tehlikenin giderilmesi için, en son ve tek araç silah kullanmak ise, bu gibi durumlarda da silah kullanılabilir.

(4) Olaya iştirak etmeyen kişilerin büyük bir ihtimalle tehlikeye düşebileceği, polis memuru tarafından fark edilebiliyorsa, silah kullanılması yasaktır. Silah kullanılması, halen mevcut hayatî bir tehlikenin önlenmesi için en son ve tek araç ise, bu hüküm uygulanmaz.

ME MADDE 42 - (Kişilere Karşı Silah Kullanılması): (1) Kişilere karşı silah kullanılması, sadece aşağıdaki hallerde kabul edilmiştir:

1. Vücut veya hayat bakımından halen mevcut bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için,

2. silah veya patlayıcı madde kullanılarak veya taşınarak işlenmek üzere olan veya işlenmekte bulunan bir cürüm veya cünhanın önlenmesi için,

3. polis tarafından yakalanması veya kimliğinin belirlenmesi gerektiği halde, kaçmağa çalışan bir şahsı durdurmak için, aşağıda sayılan şartlar gerçekleştiğinde,

a) bu kişinin bir cürüm işlemiş bulunduğuna dair çok kuvvetli şüphe sebepleri varsa (dringend verdaechtig) veya,

b) bir cünha işlediğine dair çok kuvvetli şüphe sebepleri varsa (dringdend verdaechtig) ve belirli maddî vakıalar, bu kişinin silah veya patlayıcı madde taşıdığını kabul etmeyi gösteriyorsa,

4. resmen nezaret altında tutulması gereken veya resmî makamlara götürülmesi gerekli olan bir kişinin kaçmasının önlenmesi veya onun yakalanması için, aşağıdaki şartlarla silah kullanılabilir:

a) bu kişinin silah veya patlayıcı maddeler taşıdığına dair bir cürümden dolayı verilmiş hâkim kararı varsa veya bir cürüm hakkındaki kuvvetli şüphe dolayısıyla hâkim karar vermişse veya,

b) bir cünha dolayısıyla hâkim karar vermişse veya bir cünha işleme konusundaki kuvvetli şüphe dolayısıyla hâkim karar vermişse ve bu kişinin silah veya patlayıcı madde taşıdığını kabul etmeyi gerektiren olaylar mevcutsa,

5. nezaret altında olan bir kişinin nezarethaneden zor kullanılarak kurtarılmasını önlemek için polis silah kullanabilir.

(2) Birinci fıkranın dördüncü bendindeki hallerde, gençler için uygulanan hürriyeti bağlayıcı tedbir (Jugendarrest) veya cezanın (Strafarrest) infaz edilmesi veya açık bir ceza evinden kaçmanın önlenmesi amacı söz konusu olduğunda, silah kullanılamaz.

ME MADDE 43 - (Bir İnsan Topluluğundaki Kişilere Karşı Silah Kullanılması) : (1) Olaya katılmayan kişiler bakımından büyük bir ihtimalle tehlike doğabileceği, polis memuru tarafından bilinmesi gereken hallerde, bir insan topluluğundaki kişilere karşı silah kullanılması kabul edilmemiştir. Silah kullanmanın hayata yönelik, halen mevcut bir tehlikenin önlenmesi bakımından yegâne araç olduğu hallerde bu hüküm uygulanmaz.

(2) Bir insan topluluğu içinde bulunarak cebir kullanan (Gewalttaten) veya yaptığı hareketlerden; cebir kullanılmasını hoş gördüğü veya desteklediği anlaşılan kişi, kendisine m. 39/3 uyarınca yapılan ve tekrarlanan ikaza rağmen, uzaklaşmamışsa, "olaya katılmayan bir kişi" sayılmaz.

ME MADDE 44 - (Özel Silahlar, Patlayıcı Maddeler) : (1) İnsanlara karşı makinalı tüfek ve el bombası kullanılması için, m. 42/1, bend 1, 2 ve 5 no.lu hallerde, İçişleri Bakanının veya onun tarafından, o olay için özel olarak görevlendirilmiş bir kişinin izin vermesi, ve ayrıca;

1. bu kişilerin ateşli silah veya el bombası veya benzer patlayıcı maddeleri kullanmış bulunmaları ve

2. önceden kullanılan diğer ateşli silahların neticesiz kalmış olması şarttır.

(2) Makinalı tüfek ve el bombası, sadece saldırının önlenmesi amacıyla kullanılabilir. İnsan topluluğuna karşı el bombası kullanılamaz.

(3) Silah kullanılması hakkında diğer hükümler saklıdır.

(4) Kişilere karşı patlayıcı madde kullanılamaz.

VIII. BÖLÜM :

ZARARIN GİDERİLMESİ

ME MADDE 45 - (Zararın Giderilmesi Mükellefiyetini Doğuran Olaylar): (1) Her kim altıncı madde uyarınca hukuka uygun olan bir işlemle /Inanspruchnahme) bir zarara uğrarsa, zararı uygun bir şekilde giderilir. Polisin hukuka aykırı bir tedbiri dolayısıyla zarara uğrayan kişinin de, zararı giderilir.

(2) Polise, polisin görevine ilişkin vazifelerin yerine getirilmesi sırasında kendiliğinden yardım etmiş olan veya sahip bulunduğu eşyaları polisin hizmetine sunmuş olan ve bu şekilde bir zarar görmüş bulunan kişilerin gördükleri zararlar giderilir.

(3) Daha geniş kapsamlı tazminat talepleri ile özellikle vazifenin ihlâlinden doğan tazminat talepleri saklıdır.

ME MADDE 46 - (Zararı Gidermenin Muhtevası, Şekli ve Kapsamı) : (1) 45'inci madde uyarınca, giderim, kural olarak sadece mal varlığına ilişkin zararlarda tanınır. Olağan kazançtan mahrum kalmanın üzerine çıkan kaçırılan kazanç için ve polis tedbiri ile doğrudan doğruya bağlantı içinde bulunmayan aleyhte durumlar için tazminat sadece hakkaniyete aykırı aşırılıkların önlenmesi için ödenir.

(2) Yaralanma veya sıhhatte meydana gelen bir ihlâlde veya bir özgürlük kısıtlanması tehlikesinde, mal varlığına ilişkin olmayan zarar da uygun bir şekilde tazmin edilmelidir; bu konudaki talep hakkı devredilemez ve mirasçılara geçmez; dava açılmışsa veya talep hakkı bir akit ile tanınmışsa, bu hüküm uygulanmaz.

(3) Tazminat para ile ödenir. Tazminat ödenmesi mükellefiyetini doğuran tedbir ilgilinin iş görme kabiliyetini ortadan kaldırmış veya bu kabiliyetinde azalmaya yol açmışsa veya ihtiyaçlarının artmasına neden olmuşsa veya kazanç getiren bir hakkın kaybına neden olmuşsa, bu takdirde tazminat aylık bağlanması şeklinde ödenmelidir. Bu konuda Medenî Kanunun 760'ncı maddesi uygulanır. Önemli bir sebep varsa, aylık yerine toptan bir para ödemesi talep edilebilir. Bir başka kişinin zarar görene maaş ödemek mecburiyetinde bulunması, talep hakkını ortadan kaldırmaz.

(4) Zarar gören şahıs, üçüncü kişiye karşı bir talep hakkına sahip ise, bu talep hakkı kapsam ve muhteva açısından tazminat talebine uygun olduğu sürece, tazminat hakkı, sadece bu talep hakkından vazgeçildiği hallerde kullanılır.

(5) Tazminat miktarı tayin edilirken olayın bütün özellikleri ve bilhassa zararın cins ve öngörülebilirliği ve zarar görenin veya onun malvarlığının polis tedbiriyle korunup korunmadığı gözönünde tutulur. Zarar görenin sorumlu bulunduğu hususlar zararın meydana gelmesinden veya ağırlaşmasında etkili olmuş ise tazminat ödeme mükellefiyetinin doğup doğmaması ile doğacaksa, kapsamı; zararın ağırlıklı olarak zarar gören tarafından mı, yoksa polis tarafından mı sebebiyet verildiğine bağlıdır.

ME MADDE 47- (Dolaylı Olarak Zarar Görenlerin Sahip Bulundukları Talep Hakları): (1) Ölüm vukuunda, gömme masraflarını ödemek mecburiyetinde olan kişiye 46'ncı maddenin 5'inci fıkrası uyarınca bu masraflar ödenir.

(2) Ölen kişi yaralandığı sırada üçüncü bir kişi ile kanundan doğan bir bakıp gözetme mükellefiyeti altında bulunmakta olup da üçüncü kişi ölüm neticesinde bakıp gözetilme hakkından mahrum kalmış olursa, üçüncü kişi ölen şahsın muhtemel hayatı süresince bakıp gözeteceği süre zarfı için 46'ncı maddenin 5'inci fıkrası uyarınca uygun bir tazminat talebinde bulunabilir. 46'ncı maddenin 3'üncü fıkrasının 3 ilâ 5'inci maddeleri kıyas yolayla burada da uygulanır. Tazminat talebi, üçüncü kişi yaralanma sırasında ana rahmine düşmüş olup da henüz doğmamış olduğu takdirde de ileri sürülebilir.

ME MADDE 48 - (Tazminat Talebinin Zamanaşımı Süresi) : Tazminat ödenmesine ilişkin talep hakkı, zarara uğrayan kişinin veya; 47'nci maddeye giren hallerde, talep hakkına sahip bulunan kişinin zararın varlığını ve tazminat ödeme mecburiyetinde bulunan kişinin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, 3 yılda zamanaşımına uğrar; zararı doğuran olayın vukuundan itibaren 30 yıl geçmiş ise, öğrenme anı gözönünde tutulmaz.

ME MADDE 49 - (Tazminat Ödeme Mecburiyetinde Bulunan Kişi, Aynen Tazmin Talebi): (1) Tedbiri uygulamış bulunan polis memurunun emir altında bulunduran kurum, tazminatı ödemek mecburiyetindedir.

(2) Polis memuru başka bir kurumun makamı adına işlem yapmış ise, bu takdirde tazminat ödeme mükellefiyeti, diğer kuruma aittir.

(3) İkinci fıkraya giren hallerde, sadece tedbirin uygulanış türü veya tedbirin cinsî açısından tazminat ödenmesi gerekiyorsa, bu takdirde tazminat ödeme mükellefiyetinde bulunan kurum, polis memurunu emri altında tutan kurumdan, yaptığı masrafların ödenmesini talep edebilir; tedbirin cinsî ve uygulanış şekli bakmından sorumluluk tek başına on aitse, bu hüküm uygulanmaz.

ME MADDE 50 - (Sorumlu Kişiye Rücu) : (1 ) 49'uncu madde uyarınca tazminat ödemek mükellefiyetinde bulunan kurum; 4 veya 5'inci madde uyarınca sorumlu olan kişilerden, kendi yapmış bulunduğu masrafın ödenmesini isteyebilir; ancak bunu yapabilmesi çin, 45'inci maddenin 1'inci fıkrasının 1'inci cümlesi veya 2'nci fıkrası uyarınca tazminat ödemiş olması şarttır.

(2) Birden fazla kişi birlikte sorumlu oldukları takdirde, müteselsil borçlu olarak sorumlu olurlar.

ME MADDE 51 - (Kanunî Başvuru Yolu) : Zararın giderilmesi konusundaki talepler, Adliye Mahkemelerinden; yapılan masrafların ödenmesi konusundaki talepler ise (m. 49/3 veya 50), idae mahkemelerinde ileri sürülebilir.

____ * ____

IX. BÖLÜM : KOLLUĞUN YARGILANMASI

PVSK EK MADDE 9 - Bu Kanun ve diğer kanun hükümlerine göre gerekli hallerde;

A) Önleyici, caydırıcı, düzenleyici ve koruyucu kolluk hizmetlerine dair görevlerin ifası sırasında silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, cezaî sorumluluğun tesbiti bakımından Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna göre işlem yapılır.

B) Adliyeye ilişkin vazife ve işlerle ilgili bir hizmeti yerine getirirken silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, hazırlık soruşturması bizzat Cumhuriyet savcıları veya yardımcıları tarafından yapılır.

Sanık polis, hakkında dava açıldığı takdirde duruşmadan vareste tutulabilir. Olayın mahiyetine ve kusurun derecesine göre, İçişleri Bakanlığınca durumu uygun görülen polisin vekâlet verdiği avukatın ücreti, Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Avukat tutma ve ücret ödeme usul ve esasları yönetmelikte gösterilir.

Polisin, kanunlarla verilen görevlerini yaptığı sırada veya bu görevlerini yapmasından dolayı şehit olması halinde, dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse çocuklarına, bunlar bulunmadığı takdirde bakmakla mükellef olduğu ana ve babasına, konut sahibi yapmak amacıyla Toplu Konut Fonundan miktarı, ödemesiz devresi ve ödeme süresi Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulunca tayin edilecek esaslara göre ve faizsiz olarak kredi verilir. Bu fıkra hükmü, 1 Ocak 1971 tarihinden itibaren şehit olan polislerin, aileleri hakkında da tatbik olunur.

1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fillerin Önlenmesi Hakkında Kanuna göre, sanık ve hükümlülerden ilân edilmek suretiyle arananların bulundukları yerleri bildiren ve yakalanmalarına yardımcı olanlara para ödülü verilebilir. Verilecek ödülün miktarı ile bu fıkranın uygulanmasına dair diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. Para ödülüne ait giderler Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Ödül verilen kişilerin kimlikleri, rızaları olmadıkça hiçbir şekilde açıklanamaz. (1985/3233)

1 comment:

Johnny Ong said...

are this turkish words? u can really write in 1 long blog